Arefe günü ve bayramın üçüncü günü hastanede 24 saat nöbetçiydim.
Malumunuz insanlar bayram öncesi yollara döküldü.
Trafik kazaları ülkenin her yerindeydi.
Bizde nasibimizi aldık malesef.
Arefe günü öğlene kadar sakin geçen gün saat 13:30 sularında 112'nin toplu kaza anonsuyla birden karardı.
Bir minibüs yoldan çıkmış, araçta sıkışanlar varmış, itfaiye yola çıkmış, durum çok kötüymüş falan filan...
Saat iki gibi kazazedeler acile giriş yapmaya başladı.
Önce durumu ağır olanlar geldi.
55li yaşlarda bir teyze geldi önce sonra 30lu yaşların başındaki genç bir erkek.
Sonra aynı anda 10 kişi daha girdi.
Ortalık fena karıştı. Genç erkek hastanın geldiğinde kalbi durmuştu çoktan.
O müdahale için ayrı bir odaya alındı, diğerleri muayenelerinin ardından röntgen ve tomografiye götürüldü.
İlk gelen hasta akcigerindeki hasar ve omurga kırıkları nedeniyle ilk tedavinin ardından sevk edildi, tam 8 saat sevk için yer arandı.
Tüm Türkiye'de kazalar meydana geldiği için bütün hastaneler doluydu ve yer bulmak çok zordu zaten.
Ondan sonra gelen genç erkek hasta için yapılacak hiç bir şey kalmamıştı
Tüm müdahalelerimize rağmen kurtarılamadı...
Geriye kalan aynı aileden on hasta ise çeşitli kemik kırıkları ve organ hasarı nedeniyle hastanenin çeşitli servislerine yatırıldı.
Ve ben toplamda 4 saat boyunca sadece bu 12 hastaya baktım, onları tedavi etmek, neyleri olduğunu bulmak, hastaneye yatışlarını yapmak ve gerekirse sevk etmek bu kadar uzun sürdü.
Tabii ki sadece ben değil bir doktor ve hemşire ve yardımcı sağlık personeli ordusuydu bunu yapan...
Bu arada şöforün ciddi bir yarası olmadığını söylememe gerek var mı bilemiyorum...
Günün geri kalanı da yine kazalar, kalbi duranlar, ve çeşitli hastalıkları olan insanlar sebebiyle dolu dolu geçti...
Böyle bir nöbetten enkaz halinde çıkan ben, bayramın ilk ve ikinci gününü enkaza dönmüşbir halde uyuyarak ve dinlenerek geçirdim. Böylece bayramın 3. günü nöbeti geldi..
Bu seferde et doğrarken kendini kesenler başta olmak üzere darp edilenler, içki içip olay çıkartanlar, fazla et ve hamur işi yiyip mide ağrısıyla gelenler....
Bir yandan yoğun bakıma pek çok hasta yatırdık, öte yandan yogun bakımda tedavi altındaki hastalardan ölenler oldu.
Bir otopsi yapmak zorunda kaldık...
O gün toplamda 600 hasta baktık...
Günün en kötü olayıysa 22 yaşında genç bir erkeğin elini kıyma makinasına kaptırmasıydı:((
Yakınları her ne kadar gerçeği inkar etmeye çalışsada çocuğun eli için yapılacak bir şey yoktu.
Kıymaya dönen parmakları eski haline getirip tamir etmek imkansızdı :(
O nöbetten de sabah yorgunluktan ölmüş bir halde çıktım. İki gündür uyur uyanık sersem bir haldeyim.
Benim bayramım her bayram gibi böyle geçti...
Eee siz neler yapmıştınız bayramda???